Soru sahibi kardeşimiz diyor
ki: Bazen sıkıntı ve musibetlere maruz kalıyor, birtakım rahatsızlıklarla
karşılaşıyoruz. Böyle üzüntülü devrelerde sabretmemiz gerekirken,
duygularımızı kontrol edemiyor, halimizden şikâyet eder hale de
gelebiliyoruz. Yaşlı ninemiz de, 'Allah razı olmaz halinden şikâyet
edenlerden' diye bizi ikaz ediyor, isterseniz gazetedeki hocanızdan sorun
diye de adres gösteriyor. Gerçekten de Rabb'imiz razı olmaz mı maruz kaldığı
musibetlerden şikâyet edenlerden? Bu konuda vereceğiniz bilgilerle bizi
aydınlatabilir misiniz? Nasıl bir duygu ve düşünce içinde olmalıyız sıkıntı
ve zorluklar karşısında?
***
Konuya maneviyat
büyüklerimizin bakışıyla baktığımızda tereddüt etmeden diyebiliriz ki:
- Hayatta eksik olmayan
üzüntülü ve sıkıntılı devrelerde duygu ve düşüncelerimizi kontrol etmeli,
Rabb'imizin hakkımızdaki takdirlerine gönülden razı olmalı, itiraz ve isyan
duygularına benzeyen şikâyetlere asla yönelmemeliyiz. Çünkü biz, Rabb'imizin
hakkımızdaki takdirlerine ne kadar razı olursak Rabb'imiz de bizden o kadar
razı olmaktadır. Öyle ise Rabb'imizin razı olacağı sabır ve şükür duyguları
içinde karşılamalıyız maruz kaldığımız sıkıntı ve musibetleri.
Gazali Hazretleri'nin
İhya'sında verdiği şu misal, bu konuda bizi düşündürmelidir: Rivayete göre
Hz. Musa aleyhisselam Tur'daki münacatında; "Rabb'im Sen kullarından ne
zaman razı olursun?" diye sormuş. Rabb'imiz de şöyle cevap vermiş: - Kullarım
benden ne zaman razı olurlarsa, ben de onlardan o zaman razı olurum!.
Demek ki Rabb'imizin takdir
buyurduğu sıkıntı ve zorlukları sabır ve şükür duyguları içinde rıza ile
karşılamalı, asla şikâyetçi duruma girmemeliyiz. Çünkü hayatta eksik olmayan
sıkıntı ve musibetler, bizim kulluk imtihanımızdır. İmtihanı kazanmak ise
sabırla, şükürle, rıza ile mümkün olur. Şikâyetle, itirazla değil.
Bu sebeple Hz. Ömer
Efendimiz der ki: - İster bollukta olsun isterse darlıkta Rabb'imin
hakkımdaki tüm takdirlerine gönülden razı olurum. Bolluk verince memnun olup
darlık verince şikâyete yönelmek gibi bir yanlıştan da yine Rabb'imin
korumasına sığınırım.
İslam büyüklerinden Fudayl
bin İyad da sabır ve rıza konusunu şöyle anlatır: - Kul, Allah'ın verdiği
nimetlerden nasıl razı oluyorsa, takdir ettiği musibetlerden de öyle razı
olmalı, şikâyete yönelmemelidir ki, hayat boyu eksik olmayan sıkıntılara
karşı sabır imtihanını kazanmış olsun.
Sıkıntılara sabır ve rıza
konusunda en ibretli misali Gazali Hazretleri, dağdaki çoban örneğiyle
vermektedir bizlere. Rivayete göre gece-gündüz ibadetle meşgul olan
büyüklerden bir zata, gece rüyasında cennetteki komşusu gösterilir. Bakar ki
dağda koyunlarını otlatan bir çoban cennetteki komşusu. Merak edip gündüz
çobanı görmeye gider. Cennette kendisine komşu yapan amelini öğrenmek ister.
Ancak çobanda farklı bir hal göremez de sorar:
- Üç gündür incelediğim
halde sende farklı bir özellik göremedim. Acaba bilmediğim gizli bir halin mi
var, der? Çoban şöyle cevap verir:
- Benim farklı bir amelim
yoktur. Ancak şöyle küçük bir halim var diyerek sıkıntı ve zorluklara karşı
gösterdiği sabır ve tahammül tavrını anlatır:
- Ben der, bolluk verdiğinde
Rabb'imden nasıl razı olursam, darlık verdiğinde de öyle razı olurum. Hatta
hastalık verse sıhhat istemem, fakirlik verse zenginlik talep etmem. Neyi
layık görüyorsa onu ben de uygun bulur gönülden razı olurum, asla şikâyete
yönelmem!.
Misafir zat dudaklarını
ısırarak bağırır: - Sen buna küçük amel mi diyorsun? der. Buna Rabb'imizden
gelen "kazaya rıza hali" derler. Böyle kazaya rıza duygusuna sahip
olan insanlardan Rabb'imiz o kadar razı olur ki, onu cennetine layık kul
olarak kabul eder. Şimdi anladım Rabb'im dağ başındaki bir çobanı neden
cennetliklere komşu olmaya layık gördüğünü!. Yani 'kazaya rıza' halini!.
- Ne dersiniz, bu örnekler
bizlere bir şeyler söylemiş oluyor mu? Biz de dağ başındaki bu çoban kadar
sabır ve rıza duygusuna sahip miyiz, bir düşünsek mi?
AHMET ŞAHİN |
"RABBİM BANA YAKIN OLSUN; ERİŞMEZ BU GÖNLE KEDER.. CÜMLE ÂLEM DÜŞMAN OLSUN TEK RABBİM "KULUM" DESİN YETER.."
1 Mayıs 2012
Sıkıntılarımıza, dağ başındaki bu çoban kadar sabrediyor muyuz?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 YorumLarım-ız:
Yorum Gönder