26 Temmuz 2012

Ramazan'ın bahtiyarları kimler?


Sıcak ve günlerin uzunluğundan şikâyet etmeden, sadece O (cc) istediği için oruç tutalım. Münasebetsiz, manasız, yakışıksız, söz ve davranışlardan uzak duralım. Dilimizi Kur'an'la, zikirle, bulunduğumuz mekanı sohbet-i Cânân'la süsleyelim. Kur'an'ı çokça okuyalım ve hayatımızın parçası yapalım, Teheccüdü unutmayalım.

-Bir Ramazan'a daha kavuştuk; kavuşturana binlerce defa hamd olsun. Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi Ramazan-ı Şerif'i "Gufranla Tüllenen Ay" olarak tarif ediyor. Affın, mağfiretin sağanak sağanak üzerimize boşaldığı çok özel bir zaman dilimi bu. Ramazan doğrudan doğruya Cenab-ı Hakk'a karşı bir vazife olarak, tamamen kulluk mülahazasıyla değerlendirilmesi gereken bir mevsim. Bu imkânı değerlendirip Cennet'e ehil hale gelmek ve Cemâlullah'la müşerref olmak en önemli hedef olmalı. Sıcaktan, günlerin uzunluğundan şikâyet etmeden, sadece O (c.c.) istediği için oruç tutmak gerekiyor. Allah Teâlâ orucu nasıl tutmayı emretmişse ve O (cc) neye "oruç" diyorsa orucu öyle tutmak gerekir. Dolayısıyla insan kendini yeme-içmeden alıkoyduğu gibi ağzını da korumaya almalıdır. Münasebetsiz, manasız, yakışıksız, hele iftira, gıybet gibi şeylerden mutlaka uzak tutmalıdır. Bununla da kalmayıp faydasız konuşmalardan da kaçınmalıdır. Dilini Kur'an'la, zikirle, sohbet-i Cânân'la süslemeli, gözlerini haramdan sakındırmalıdır. 

AZ UYUMAYA, ÇOKÇA KUR'AN OKUMAYA ALIŞALIM 

Oruç nefsin terbiyesi için de çok önemli bir vesiledir. Hepimiz oruçla kulluğumuz adına bir şeyler hedeflemeliyiz. Ramazan'ı vesile kılarak az yemeye, az uyumaya, az konuşmaya, çokça Kur'an okumaya kendimizi alıştırmalı ve bunu hayatımızın değişmez bir parçası haline getirmeliyiz. Bu yönüyle Ramazan iyi bir temrinat ve riyazât ayıdır. Teheccüd de bizim çokça ihmal ettiğimiz önemli ibadetlerdendir. Her sahurda hiç olmazsa 2 rekât teheccüd kılmayı hedeflemeli ve otuz gün fasılasız kılacağımız teheccüdleri, Ramazan'dan sonra da devam ettirme azmi içinde olmalıyız. 
Ramazan orucu vesilesiyle, âdetleri, tiryakilikleri terk etmek ve bir manada bağımsız yaşamak da mümkün. Bazılarımızın belki de uzun zamandır esiri olduğu bir kısım tiryakiliklerden (sigara gibi) kurtulmanın da zamanı gelmiştir. Sigaranın haram olduğuna dair kuvvetli içtihadlar var. En iyimser olanlar onun harama yakın mekruh olduğunu söylüyorlar. Ama bazı tiryakiler, maalesef orucu sigarayla açmak gibi bir hata yapıyorlar. Allah'ın bir emrini, Allah'ın yasak ettiği bir şeyle bir araya getirmek gibi riskli davranışlar sergiliyorlar. Bu yanlıştan da sigaradan da tamamen kurtulmaya azmetmek, oruca ve Ramazan'a ayrı bir derinlik kazandıracaktır. Samimi bir niyetle bu alışkanlığından kurtulmak isteyen mümine Cenab-ı Hak, Ramazan hürmetine ekstra lütuflarda bulunabilir. 

Koşup duran kudsîlerden olalım
 
Neslin ıslahı için oradan oraya koşup duran kudsîler vardır. Onlara Ramazan kim bilir ne muhteşem hediyeler takdim ediyordur. Dine ve millete hizmet yolunda sahur, iftar demeden seyr ü seferler yapan kutlular kim bilir Ramazan'da nasıl binlerce senelik semere elde ediyorlardır. Nebiler Serveri (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadislerinde bu kutlulardan şöyle bahsediyor:
"Allah rızası düşüncesiyle, Müslümanlara gelmesi muhtemel tehlikeleri savmak için Ramazan dışında bir günlük ribât, yüz yıllık oruçlu, namazlı ibadetten daha hayırlıdır. Müslümanların selameti, huzur ve sükûnu adına, Ramazan ayında bir günlük ribât ise Allah indinde, orucuyla namazıyla bin yıllık ibadetten daha hayırlı, sevapça daha büyüktür. Eğer Allah o kişiyi sağ-salim ailesine kavuşturursa, bin yıl ona bir tek günah yazılmaz, sadece haseneleri yazılır ve kendisine kıyamete kadar ribât sevabı akıtılır." 

Ribat, din ve milletin başına gelmesi muhtemel bela ve musibetler karşısında tetikte olma, kısacası "adanmışlık" vasfını ortaya koyma demektir. Adanmış bir insanın hedef ve gayesi uğrunda atacağı her adım ona ribat sevabı kazandıracaktır. Ya bu sevap bir de Ramazan ayının bereketine göre olursa!

SÜLEYMAN SARGIN 

0 YorumLarım-ız: